11 Mar 2012

Milliyetçilik: Bir Din

Modern milliyetçilik ayini, diğer bazı dinlerden daha basittir; ama nispeten genç olduğu göz önüne alınırsa, bu ayin oldukça iyi geliştirilmiştir. Bu ayinin başta gelen sembolü ve merkezi  tapınma nesnesi, milli bayraktır. Örneğin Avrupa kıtasında hiçbir şey 18. yüzyılın sonlarındaki Fransız Devrimin’den önce gelmez.

Milliyetçiliğin kendi kutsal yolculukları ve kutsal günleri vardır. Hıristiyan kilisesi nasıl Paganizm’den bazı bayram günlerini alıp benimsemişse, milli devlet de Hıristiyanlıktan bir takım bayram günleri  almıştır. Mesela ABD‘de dört temmuz milliyetçi bir yılbaşıdır, Bayrak Günü Corpus Christi (Hz. İsa'nın cismi)'nin bir uyarlaması, Nişan Günü ya da Gaziler Günü de Tüm Ruhlar Günü'nün vatansever bir versiyonudur. Hıristiyan takvimindeki azizlerin günlerini takliden, Washington ve Lincoln gibi milli azizlerin ve kahramanların doğum günleri kutlanır.

Modernler, Ortaçağdaki atalarının putlara, ikonlara, mukaddes emanetlere ihtiramını "batıl itikat" diye görüyorlar; ama gelin bunları değiştirelim, sözgelişi St. Joseph'in heykelinin yerine Abraham Lincoln'ün oyma putunu, Mübarek Meryem'in ikonu yerine Martha Washington'un veya efsanevi Molly Pitcher'in taşbasma resmini, Kutsal Haç mukaddes emaneti yerine parça parça olmuş bir savaş bayrağını koyalım; işte, modernler de tam tamına bir huşu sergilemektedir. Milli "atalar"ın ve kahramanların resimlerinin hem debdebeli zengin kulüplerini, hem de basit fakir barakalarını süslediğini hatırlarsak, çağdaş milliyetçilğin dini cazibesini değerlendirebiliriz.

Modern milliyetçilik gerçekten de eşine az rastlanır derecede eli kanlı bir dindir. Bu yüzyılın ilk yarısında milliyetçi savaşlarda katledilen insanların sayısı, Ortaçağda dört yüz yıllık Haçlı seferlerinde ölen insan sayısından çok daha fazladır. Bunun tek nedeni yeni ve çok gelişmiş silahlar değildir. Esas sebebi, zamanımızın milliyetçi savaşının topyekün olmasıdır; bu savaş, sınıf savaşı değil, kitlelerin savaşıdır. Asya'nın, Afrika'nın kitleleri okur-yazar hale gelip hakkıyla telkine tabi tutuldukça ve tüm dünya dile dayalı milli devletlere bölündükçe, daha nice sayısız savaş patlak verebilir ve daha nice soykırımlarda insanlar kurban edilebilir.

Çağımızın milliyetçiliğinin sayıları giderek artan hasetçi ve kavgacı mezhepleri vardır. Ayrıca, o bir bütün olarak, dünya dini olmaya en yakın ve en yeni adaydır. Kültü artık evrenseldir; Avrupa ve Amerika'nın düdük ve trampetlerinin yanında, Afrika'nın tam-tamları da eşlik etmektedir ona.

[Carlton J. H. Hayes, Milliyetçilik: Bir Din]

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder